21 Aralık 2011 Çarşamba

Boyun Fıtığının Belirtileri Nelerdir

Boyun fıtığı denilince ilk önce boyunda bir ağrı aklımıza gelir. Ancak boyun fıtığı olan kimselerde ağrı sadece boyunda olmaz. Bazen boyundan geçen sinirlerin dağılım alanlarında; özellikle kollarda, sırtta ve göğüs çevresinde ağrılar meydana gelebilir. Eğer omurilikte aşırı bir baskı varsa bacaklarda da ağrı gözlenebilir. Ayrıca; baş ağrısı, baş dönmesi, kulak çınlaması, yürüme dengesinin kaybolması, sersemlik gibi belirtileri de vardır. Yine boyun fıtığının derecesine göre kol çaplarının farklılaşması da gözlemlenebilir. Bunun sebebi kollara giden sinirlerin baskı altında olması ve bir kolun zayıflamasıdır.

Boyun ağrısının birden çok sebebi vardır. Boyun fıtığı bunlardan yalnızca bir tanesidir. İnsan omurunda 33 tane disk vardır ve bunlardan yedi tanesi boyunda yer alır. Bu disklerde meydana gelebilecek patolojik rahatsızlıklar, disklerin yapısıyla ilgili bozukluklar da boyun ağrısına neden olabilir. Yani her boynu ağrıyan da fıtık olacak diye bir şey söz konusu değildir.

Vücudun herhangi bir yerindeki başka bir rahatsızlıkta boyunda ağrıya yol açabilir. Boynunuz ağrıyorsa fıtık oldum diye hemen endişelenmenize gerek yoktur. Boyun fıtığının teşhisi ancak uzman hekim tarafından konulabilir. Bu; hasta dinlenerek, gerekli testler yapılarak ve görüntüleme cihazları kullanılarak basitçe gerçekleştirilebilir.

19 Aralık 2011 Pazartesi

Boyun Fıtığı Nedir


  Boyun fıtığı, beyin ve sinir cerrahisi pratiğinde sık karşılaşılan sorunlardan biridir. Bilindiği üzere boyunda 7 adet omur ve bunların arasında da disk denilen yapılar ve her iki omuru da birbirine bağlayan 2 adet küçük eklem vardır. Omurların arasında bulunan disk yapısı anulus fibrosus adıyla anılan dış katman ve nucleus pulposus denilen iç katmandan oluşur ve görevi omurlar üzerine binen yükü eşit olarak dağıtmak, basit bir benzetmeyle amortisör görevi yapmaktır. Disk ve faset eklemlerin bir diğer görevi de boynun hareketliliğini sağlamaktır. Bu sayede boynumuzu her yöne hareket ettirme olanağı vardır.

     Boyun ağrıları günlük yaşamın çok sık karşılaşılan sorunlarından biridir. Özellikle bilgisayar kullanımının iş hayatının vazgeçilmez bir parçası olması sonrası boyun ağrıları ile daha sık karşılaşılmaktadır. Bu ağrılar, boyun omurlarının yukarıda söz ettiğimiz gibi kötü ve yanlış kullanımından olabileceği gibi travma sonucu oluşan zedelenme sonrasında da görülebilir. Bazı meslek grupları boyun ağrılarına yatkınlık gösterirler. Masa başı yoğun bilgisayar kullanımı gerektiren ofis işlerini yapan kişiler, öğretmenler, şoförler, bedensel olarak yoğun iş yapan çalışanlar gibi...
Yaşla artan dejeneratif süreçte halk arasında kireçlenme denilen duruma katkıda bulunarak hastada boyun ağrılarının daha artmasına neden olabilir. Yaşlılıkla beraber omurların arasında bulunan disk denilen yapının iç kısmında su miktarı azalabilir, bu durum diskin görevini yapmasını engeller. Sonrasında da diskin dış tabakasında da bozulmalar başlayıp yırtılmalar görülebilir. Bu yırtılmalar daha ilerlerse, diskin iç yapısı yırtıktan dışarı çıkarak, omurilik ve kollara giden sinirlere bası yapacak duruma gelir. Bu duruma tıpta servikal disk hernisi, halk arasında da boyun fıtığı denir. Kollara giden sinirlerin bası altında kalması hastada omuz ve/veya kollarda ağrı, kollarda ve/veya ellerde uyuşma karıncalanma, kuvvet kaybına neden olabilir. Oluşan boyun fıtığının omuriliğe yaptığı bası daha az olasılıkla bacaklarda sorunlara ve patoljik refleks bulgularına neden olabilir.

Tanı Nasıl Konur?
     Tanı koymada ilk basamak hastanın şikayetlerini ve öyküsünü dinlemek ve boyun fıtığının karışabileceği diğer hastalık gruplarını da göz önüne alarak muayene etmektir. Bundan sonraki aşama, güncel yaklaşımda ilk tercih edilen tetkik olan manyetik rezonans görüntülemedir. Bazı durumlarda özellikle yaşlı hastalarda omurlarda ve/veya omurlar arası bölgede kireçlenmeyi daha iyi saptayabilmek için bilgisayarlı tomografi ve direk grafi (röntgen) çekimi gerekir.
Birden fazla boyun fıtığı olduğunda veya hastada kollara giden sinirlerin sıkışması söz konusu ise elektrofizyolojik bir tetkik olan EMG (elektromiyografi) halk arasındaki adıyla sinir ölçüm testi de yapılabilir.


Tedavi Seçenekleri Nedir?

     Boyun fıtığına bağlı ağrıda cerrahi her zaman ilk seçenek değildir. Çoğunlukla kısa süreli dinlenme periyodu, ilk basamak ağrı kesici tedavi verilmesi, bazen boyunluk kullanılarak boyun hareketlerinin sınırlanması ağrının azalmasına katkıda bulunur. Nonsteroid antienflamatuar ilaçlar ağrının ve sinir kökünde ödem söz konusu ise bunun azalmasına, kas gevşeticiler ise boyun kaslarının spazmının çözülmesini sağlarlar.
     Kuvvet kaybı ve ciddi omurilik basısına bağlı bulguları olmayan hastada benim yaklaşımım biraz daha akademik düşünerek, hastaları bir fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı veya algoloji (ağrı bilimi) uzmanına konsulte etmektir. Kollarda kuvvet kaybı ve ciddi omurilik basısı olan hastalara büyük olasılıkla cerrahi önermekteyim. Bazen de kuvvet kaybı ve omurilik basısı olmadığı halde, fizik tedavi ve algoloji uygulamalarına yanıt alamayan, özel ilaç tedavilerinin (nöropatik ağrı tedavisi) başarılı olmadığı hastalarda da cerrahi tedaviyi hastalarıma öneriyorum. 

Göbek Fıtığı Tedavisi

Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Murat Kalaycı, göbek fıtıkları ameliyatlarında geliştirilen yeni yamalar sayesinde hastalığın tekrarlama riskinin son derece azaldığını belirterek “Bu operasyonlarda daha küçük bir kesi yapıldığı için ameliyat daha kısa sürer, ameliyat sonrası ağrı daha azdır ve hasta da aynı gün taburcu edilebilir” diyor.
Göbek fıtığı nasıl bir hastalıktır?
Karın içi organ veya dokuların göbek deliğinden dışarı doğru çıkmasıdır. Fıtığın çıktığı açıklık, bebek anne karnındayken, anne ile arasındaki kan akışını sağlayan kordonun karın duvarına girdiği yerdir. Çok küçük, kişinin fark edemeyeceği boyutta olabileceği gibi, dev boyutlara da ulaşabilir.
Göbek fıtığı neden olur?
Göbek fıtıkları doğumsal veya sonradan oluşur. Kadınlarda daha sık görülür. Şişmanlık ve tekrarlayan gebelikler sıklıkla zemin hazırlar.
Göbek fıtığının tedavisi nasıldır?
Erişkinde tüm göbek fıtıklarının tedavisi cerrahi işlemdir. Teşhis konduğunda ihmal edilmeden ameliyat olunması gerekir. Çünkü fıtıklarda boğulma riski vardır. Fıtık boğulması, daha önce karın içine girip kaybolabilen fıtığın, içeri girmeyip, şiddetli ağrı oluşturması ile kendini belli eder. Eğer fıtık içine barsak girdiyse birkaç saat içinde ameliyat olunması gerekir ve acil ameliyatların riski her zaman planlanarak yapılan ameliyatlardan yüksektir.
Göbek fıtığı ameliyatının çeşitleri var mıdır?
Göbek fıtıkları açık veya kapalı yöntemle (laparoskopik) ameliyat edilebilir.
Açık yöntemde değişik cerrahi teknikler vardır. En kabul gören teknik yama kullanılarak yapılan fıtık tamirleridir. Yama ile onarılmayan göbek fıtıklarının zaman içinde yüksek oranlarda tekrarladığı görülmüştür.
Yama tekniği nasıl bir tekniktir?
Ameliyatta yamalar karındaki fıtığın olduğu bölgenin üzerine veya altına yani karın içine konulur. Karın içine konularak yapılan fıtık ameliyatlarında tekrar riski son derece düşüktür. Bu yöntemde yeni geliştirilmiş, özel dizayn edilmiş farklı bir yama çeşidi kullanılabilmektedir. Bu yamanın iki tarafı farklı materyal ile kaplıdır. Yama karın içine konur. Karın içiyle temas eden yüzeyin özel bir yapısı olduğundan barsaklara yapışmaz. Yama karın içinden konulduğu için tekrar neredeyse yok denecek kadar azdır. Çünkü karın içine konan yama karındaki küçük kesiden karın içine sokulup şemsiye gibi içerde açılarak yerleştirilir ve fıtık bölgesinin kenarlarından daha uzak alana kadar defekti kapatır. Bu yöntemde ameliyat yaklaşık 3 cm.’lik mini kesiden yapıldığı için ameliyat sonrası son derece az ağrı olmaktadır ve ameliyat süresi son derece kısadır. Cilt altı dokusu serbestleştirilmediği için cilt altında serum benzeri sıvı birikimi olmamaktadır.
Genel olarak ameliyat günü hastayı evine taburcu etme şansımız vardır. Hastalar kısa süre içinde normal yaşamlarına ve işlerine dönerler